Physical Address

304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124

İngilizce Deyimler: Akıcı Konuşmak İçin Bilmeniz Gerekenler!

Merhaba sevgili İngilizce öğrenenler! 🌟

Eğer İngilizcenizi bir üst seviyeye çıkarmak ve anadili gibi konuşmak istiyorsanız, deyimler sizin gizli silahınız! Deyimler, kelime kelime çevrildiğinde her zaman anlamlı olmasa da, dilinize büyük bir renk katıyor. Bugün, bilmeniz gereken en popüler İngilizce deyimlerden bazılarına göz atacağız. Hadi başlayalım!

1. Break the Ice (Buzları Kırmak)

Hiç herkesin biraz gergin olduğu ve kimsenin ne söyleyeceğini bilmediği bir ortamda bulundunuz mu? İşte bu durumda “buzları kırmak” ifadesi devreye giriyor. Bu deyim, bir sosyal ortamda sohbeti başlatmak ve herkesi rahatlatmak anlamına gelir.

Example: “The party was a bit quiet until John broke the ice with a funny story.”

2. Hit the Nail on the Head (Tam Onikiden Vurmak)

Birisi “tam onikiden vurduğunda,” bir durumu veya konuyu tam olarak doğru anlamış demektir. Bu deyim, birinin durumu mükemmel bir şekilde kavradığını ifade etmek için kullanılır.

Example: “When you said we need to focus more on our marketing strategy, you really hit the nail on the head.”

3. Spill the Beans (Baklayı Ağzından Çıkarmak)

Bu deyim oldukça yaygın! Eğer “baklayı ağzından çıkarırsanız,” bir sırrı ifşa etmiş olursunuz, genellikle istemeden. Bu, bir sürprizi veya gizli bir bilgiyi istemeden ortaya çıkarmak anlamına gelir.

Example: “We were planning a surprise party for Sarah, but Tom spilled the beans, and now she knows!”

4. The Ball is in Your Court (Top Senin Sahanında)

Bu deyim, karar vermenin veya harekete geçmenin birinin sırası olduğunu belirtmek için kullanılır. Sanki “artık sana kaldı!” demek gibi.

Example: “I’ve done all I can with the project; now the ball is in your court.

5. Costs an Arm and a Leg (Ateş Pahası)

Bir şey çok pahalı olduğunda, “ateş pahası” deyimini kullanabilirsiniz. Bu deyim, yüksek fiyatlar hakkında esprili bir şikayet şeklidir.

Example: “That new phone costs an arm and a leg! I’m not sure I can afford it.”

6. Burning the Midnight Oil (Sabahlara kadar çalışmak)

Geç saatlere kadar çalışıyor veya ders çalışıyorsanız, bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

Example: “I’ve been burning the midnight oil trying to finish this report.”

Deyimlerin Önemi

Deyimler, İngilizce konuşmaların kilit bir parçasıdır ve doğru kullanıldığında sizi daha akıcı ve doğal hale getirir. Üstelik, deyimler eğlencelidir! Bu deyimleri günlük konuşmalarınıza dahil ederek, hem anadili İngilizce olanları etkileyebilir hem de dil becerilerinize daha fazla güven duyabilirsiniz.

Nasıl Pratik Yapılır?

Öncelikle, hoşunuza giden birkaç deyim seçin ve onları günlük konuşmalarınızda kullanmaya çalışın. Ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar doğal hissedeceklerdir. Ayrıca, İngilizce dilinde TV şovları veya filmler izleyebilir ve duyduğunuz deyimleri yakalamaya çalışabilirsiniz. Bana güvenin, bir kez fark etmeye başladığınızda, ne kadar yaygın olduklarını anlayacaksınız!

Bu deyimleri bugün kullanmaya başlayın ve bir sonraki İngilizce konuşmanızda buzları kırıp, tam onikiden vurun! Pratik yaparken keyifli öğrenin!

englishwithdelfin
englishwithdelfin
Articles: 11

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir